08 Ocak 2019

REDDETTİĞİN PARÇALARI SEVMEK

İnsanın tüm yolculuğu, sevginin derinden ve doğrudan idrakine doğrudur. Dolayısıyla insan; zihninde sevemediği, dışarıda bıraktığı bir parçası kalmayıncaya dek, zihinsel sınırlamaları dolayısıyla düşe kalka yürümek zorundadır. Tüm sınırlamalar, henüz sevmeyi en derinden hatırlamamış olmaktan gelir.

Misal sahip olmayı sevmek olarak gören ve yaşayan birileri hayatında var mı ve eğer varsa sen onları yine de sevebilir misin? Tersinden bakarsak, senin sahip olmaya kalktığın hiçbir şey yok mu ve bazen bilinçsizce de olsa sahip olmak çaban yüzünden sen sevilmeyi hak etmemiş mi olursun? Bu sevgi değil diye reddettiğin her ne varsa, bunlar aslında senin hayatında sende tepki uyandıran ve sevilmediğini hissettiğin yerler, durumlar olabilir mi? Ve bu durumlarda da kendinden de ötekinden de vazgeçmeden, yapıcı ve izin veren bir duruşla kalmak, sevmenin farklı biçimleri ile (bu bazen sevgi dolu bir tokat atmak bile olabilir) sevgiyi ifade etmek mümkün olabilir mi? Seni yargılayanlar, sana kızanlar, seni değiştirmeye çalışanlar, seni kısıtlamaya çalışanlar, sana sahip olmak isteyenler kimlerdi? Ve onlarla barışmak, helalleşmek ve nihayetinde onları da sevmek mümkün değil mi? Eğer değil ise sen yargılamadan, kızmaktan, başkalarını bir biçimde değiştirmeye çalışmaktan, kısıtlamaktan ve sahip olmak fikrinden tam olarak özgürleşebildin mi? Eğer henüz özgürleşemediysen bir yandan kınadığın, bir yandan da kendinde var olan bu şeylere rağmen kendini nasıl sevebilirsin?

Hiç yorum yok: