20 Temmuz 2008

Nokta


Bir noktadan ibaret hayat ve bir noktadan ibaret ölüm; sonsuzluğa açılan ve her şeyi sona erdiren kapıysa zaman ve zaman dediğin sadece bir an ve o kadar kısa aralıklarla açık ki kapı; başını çevirip bakındığında hep yüzüne çarpar esaretin. Ölümü kabullenemediğin için yaşamı kabullenemezsin ve ölümü sevemediğin için yaşamı da sevemezsin ve ölüme bakamadığın için yaşama bakamazsın ve tüm yaşamını uykuda geçirirsin. Gerçeği dururken kof bir rüyada yaşamayı seçersin.

Ebedi ve ezeli olan - hepsi tek bir nefesinde düğümlü birbirine göbeğinden ve her nefes alışında hayat ve her nefes verişinde ölüm olur nokta ve sen sadece nefes almak istersin; aldığını vermeye korkarsın çünkü. Aynı yürek atışında saklı aradıklarının tümü ve sen sadece vurmak istersin; vurulmayı kabullenemezsin. Hep kazanmak istersin ve hep kaybedersin. Garanti bir yaşam istersin ve her şeyini ümitsiz bir kumarda batırırsın. Kaybetmeyi de sevdiğinde geriye kalan sade kazançtır oysa.

Noktanın dışında hiçbir şey yok ve ne ilginç ki içinde de yok ve dışarıdaki içeridedir ve içerideki dışarıdadır. Ne kadar dışarı gidersen git geri geleceksin ve ne kadar içerde kalırsan kal dışarı çıkacaksın. İçerdeyken dışarıyı dışarıdayken içeriyi arıyorsan; ne içeridesin ne dışarıdasın. İçerdeysen içeriyi dışarıdaysan dışarıyı sevemiyorsan; ne içeridesin ne dışarıdasın. Olduğun yerde kal - mutlu kal öyleyse ya da var dilediğin yere git ve mutlulukla git.

Nokta doludur ve nokta boştur. Sen doldurur sen boşaltırsın ve ne kadar doldurursan doldur boş kalacaktır ve ne kadar boşaltırsan boşalt doludur. Çünkü dolu boştur; boş doludur ve tüm bunların hepsi hem hoş - hem nahoştur.