30 Haziran 2010

Hayatım Roman

Bir kitap yazacağım.
Yazdıkça ağlayacağım.

Aşkı yazacağım;
Aşkla yazacağım.

Kendini silmektir aşk.
Gözyaşımda boğulacağım.

29 Haziran 2010

Maktül

Tetiği çekeceksen birazdan
Öpmesen de olur maktulü;

Topuğundan.

28 Haziran 2010

Kanatın Dünyayı

Dengedeymiş gibi yapan ölü ruhlar;
canlanın, titreyin ve sarsın Dünyayı –
kendinizden başlayarak...
... ki takılı kaldığınız karanlık uçtan
dengeye gelesiniz kalbinizde ışıkla...

Biliyormuş gibi duran kibirli ruhlar;
çatlatın, köpürtün ve kanatın Dünyayı –
kendinizden başlayarak...
...ki dilinizde donup, zehirli bir tat veren sevginiz
aksın hakikatle avuçlarınızdan...

22 Haziran 2010

Bilmem Ki


Hayat anlaşılmaz güzelliklerle doludur ve ilginçtir; en güzel hediyelerinden biri hayatın, henüz anlayamamış olmaktır.

Hayat mantıklıdır. Yine de hayatın mantığı, insanın mantığıyla kavranamaz. Çünkü hayat çok boyutlu, sürekli değişen, durmaksızın ilerleyen bir film iken insanın hayatı anlama çabası tek boyutlu ve fazlasıyla durağandır. Buna rağmen insan, kare kare çözmek istiyor bu çok bilinmeyenli ve değişken bulmacayı. Üstelik bir şekilde anlamlandırmaya çabalarken hayatı, aslında güzelliğini de örtmüş oluyor bilmeden. Hem çözse ne olacak o da ayrı mesele; çözülmüş bilmecenin güzelliği mi kalır? Güzelliğin bir matematiği var elbet. Ama güzellik anlaşılmak için değil tadına varılmak içindir. Bir sanat eserine bakıp onu anlamaya çalışan, ya sanattan hiç anlamıyor ya da bakmayı bilmiyor demektir.

Belki de anlamamak daha çok şey öğretir insana. Mantıkla adım adım anlamaya çabalamaktan vazgeçebilse insan ve izin verebilse; sezgi ile çoktan kavrayacaktır belki. Bilmem ki…

Tek kanadı ile uçabilen kuş yoktur; sezgi de mantık da lazım insana... Ve tabii kendini her şeyi, sürekli olarak anlamaya zorlamamak da. Hem belki en iyisi hayata karışmak, hayatla birlikte akmak, değişmek, dolaşmak, gezinmek; anlamın ve daha da iyisi güzelliğin kendisi olmaktır.