Ey kuytulukların sarhoş ruhu, Kırık kadehlere söylenmiş şarkılardan arta kalan fısıltı Kör gözlerden akan kızıl çamur Yüreğe onbin yerinden saplanmış hançer ve onu tutan hain el Karanlık geceyi yırtan çığlık Bırak ağzı süt kokanların oyununu da gel artık Güzellik böyle bekletilmez
Seven bir kalbin Ellerinden kapıp İmkansız bir aşkın Gözlerine yatırdım Biriktirdiklerimi Şanslıymışım ki, Öznesi olmayan cümlelerde Ve cümlesi devrik bir hikayede Kaybettim tek celsede Her şeyimle beraber Kendi izlerimi de Ve budur işte şimdi Hayatımın özeti Yokluk - biteviye; Canım aşk içinde
Ben; o efsanevi, ışıklar saçan, harikulade şehri, vazgeçmeksizin aramış kaşifim. Aradıkça anlamış bulundum ki, o her gün kendisinden yeni güzellikler yaratan, keşfedilesi, görülesi şehir de zaten benim.
Bulduğum da aradığım da her an değişiyor. İşte tam da bu yüzden; sonsuz bir arayış, sonsuz bir oluş, sonsuz bir bekleniş ve sonsuz bir kaybediş benimkisi. Ya da tam da bu yüzden belki; sonsuz bir boşluk ve sonsuz bir sessizlik hepsi.