31 Ağustos 2013

BOYA


Hüzünler gridir;
Mesafeler gri
Karanlığın görünen yüzü gibi

Yüreğinin sokaklarını boya;
Kenarlarını, köşelerini, duvarlarını
En çok da merdivenlerini, kaldırım taşlarını

Hiç ayrılık, yalnızlık kalmasın
Hepsini neşeye boya
Umarsız sevinçlerle boya

Güzelliğe katlanamayanlara bakma sen
Doğuştan çok renklidir Dünya.
Al eline bir fırça; cümbüşten geri durma.

28 Ağustos 2013

ARAF

Ya hiç yaşamadık
Ya da yaşanmış saydık

Sade bir yaşamda
Kendince akmakta olanı -
Kendimizde tutarız sandık

Araf ki sen ile ben arasıdır

Ne sen sevdin ne de ben
Ne bir seven oldu hatta
Ne de bir sevilen

Bir sevdadır geldi geçti şuracıkta
Biraz senden biraz benden

13 Ağustos 2013

Yükü Olan

Aslında ölüm
İnsanı kovalamaz.
.
İnsan
Bitimsiz -
bir ömür boyunca
.
.
Ölümünü kovalar.
.
.
Yükü olan ölemez
.
.
Sadece
.
.
.
D

..ş
....e
......r

.
..
...
Böylelikle
Yükünü toprağa bırakır da
Yeniden
Ölümünün peşine düşer.
.
.

04 Ağustos 2013

DOKSANDOKUZ

Bir şair sustuğunda
Acımasız kelimeler istila eder Dünyayı

Doksandokuz yerinden
Kırıldı kalemim dün gece
Ve artık sustum.

03 Ağustos 2013

TAZE

Benden gitmişsen
Ben sezmeyeyim
Ansızın olsun.
Bir bakayım – sen yoksun.
Ve eğer geri geleceksen;
Hiç ummadığım bir an seç
Ki her şey taptaze olsun.

Şimdi sen gittin ya
Koşsam peşinsıra;
Yetişemem artık
İçindeki sorulara,
Cevap yetiştiremem.

Bir şiir yazmak için
Koca bir aşk feda ettim
Ölürüm sanıyordum
Son satıra dek sabrettim

Bu sabah anladım
Hala hayattan yanayım
Odalar yine karanlıksa da
Çiçeklerime su verdim.

Gidişinde bir ölüm kederi vardı ilkin
Şimdiyse dünü hatırlamayan
Yarını hiç kuramayan
Çocuklar gibiyim.
Ruhum hala uzak olsa da bu Dünyaya
Az biraz daha yaşayacak gibiyim.

Senin yaşama sevincin var
Benimse hep buralardan gidesim
Senin oyuna dair hevesin var
Benimse oyuncaklarımı gömesim.

Anladım;
Sen bahanesin
Ben bahaneyim
Biz bahaneyiz
Daha bakalım
Neler göreceğiz?

Yarın nasıl mı olurum?
Bilmem – sen iyi ol yeter.
Hem an geliyor; sensiz de olunuyor.
Sanırım sensizliğe alışmam değilse de
Sensizliği öğrenmem gerekiyor.

02 Ağustos 2013

DÜŞTÜM

Gözlerin ki gözlerimdi.
Gözlerinden düştüm.
Issızlık gibi,
Taze bir çığlık gibi düştüm.

Hiç dillendirilmemiş bir istek gibi
Dilinden, dudağından düştüm.

Soğuktu duvarlar, soğuktu odalar
Tenin ki ateşimdi
Kuruyan güller gibi düştüm.

Buza kesmiş ılık bir nefes gibi
Saçlarından, boynundan düştüm.

Çorak tarlaların isyanı gibiyim şimdi
Sesini kaybetmiş, hüzünlü bir şarkı gibi
İstenmeden gidilen yollar gibiyim
Çıkışı olmayan sokaklar gibi.