16 Nisan 2010

Aşkla Pişmek


Toprağı da sevmeli ağaç,
güneşi de.

Sade toprağı seven ağaç
kök salar sevdiğine,
sevebildiğince
ve onunla kucaklaşır önce.

Özgürlüğü seveninse
dalları güneşe uzanır
ve başı dönerek aşkla sarhoş
yükseklerde gezinir bir süre.

Sıcak yuvasından
başını kaldırıp ta
dal veremeyen
kör olur sevdiğinin koynunda
ateşi içinde kalır
kömür olur kapkara

Kök salamadan
özgürlük derdine düşen
rüzgara kapılır, kırılır
savrulur kendinden uzaklara
Ve veremeden aşkının meyvesini
Güneş'inden de olur.

Ve en çok
sevdiğine aittir insan;
kök verdiğinde de
dal verdiğinde de.

Nihayet seven
Sevdiğine kavuşur.
Ha toprak olur kavuşur.
Ha meyve olur kavuşur.

Ve aşkla pişmek
tam da böyle bir şeydir.

14 Nisan 2010

Nokta

Soru işareti
kendini arayan yılan
Başı olmadan
sona varamayan
Ünlem "Bir"
Kendine dışardan bakan
Ve sürekli
kendine şaşıran...
Virgül ki noktayı geçiştirir
Oysa nokta nefestir
Ve nokta;
"Bir"anlık estir
.
O'nsuz "cümle" nedir?
İşte bu yüzden;
Noktasını bilen
"Cümle"sini bilir.

03 Nisan 2010

Kimdin - Kime Kaldın?

Bırak kendini!!
Düş kendinden uzaklara
Gümbür gümbür çağıldasın ruhunun yankısı
Adını hayat bildiğin sularda...

Sarhoş ol; bat karmaşaya
Vurgun ye - haykırarak acından
İsyan et arada bir istersen;
Sessizliğine Tanrının,

Can havliyle aşk dilen
Yabancı tenlerde gezin
Öyle çok aran ki kes ümidini bulmaktan
Sonra yeniden bırak

Uzaklaş - kendine
Ve hepsine yeniden bak;

Neredeydin nereye vardın?
Kimdin ve kime kaldın?