08 Ocak 2019

HAYATIN ELLERİNDEN TUTMAK

Kaderimin öyle ya da böyle olmasında bir sakınca yok. Zaten herkesin kaderinde; acısıyla tatlısıyla hepsinden bolca yok mu? Ne yalnız kalmakta, hastalıkta, ayrı düşmekte ve hatta sevdiklerimin acısında ne de zafer anlarında, haz anlarında ve o anların bitişinde esasen bir sorun yok. Oyun böyle kurulmamış mı zaten?

Hepsi içinde ama hiçbir şey cepte değil...

- geçip gitmiyor muyuz sessizce?

Misâl yalnız kalma fikrini içine sindiremeyen insan, çoğu zaman tek başına olma ihtimalini reddediyor, dışlıyor ve buna direnç gösteriyor. Bazen yalnızlığından utanıp dışarıdan güçlü görünen bir duruşun arkasına saklanmaya çabalıyor. Bir yandan da ne kadar kendisini korkutursa korkutsun yalnızlık fikrine alışarak, alışmaya çalışarak hayata güvensizliğini derinleştiriyor ve kısmetini itiyor - tek olmama ihtimalini de kenara kaldırıyor.

Oysa çoğu zaman ilişkiden yalnızlığını gidermesini umarak ilişkiye yaklaştığı için yalnız insan - her ne yaşıyorsa arkasında kendisini geleceğe kaçıran bir beklenti gizli olduğu için ve tam da bu sebeple aslında yaşadığını sandığı şeyi anı anına yaşamadığı için böyle. Yalnızlık bile anı anına yaşanamadığı için yalnız insan belki de...

Kaderinden yana kaygılanmayı ya da gelecek fikri ile mücadele etmeyi ya da zihnindeki mesele her ne ise onu - "bırakmadan" - hayatın ellerinden de tutamıyor insan.

Hiç yorum yok: