08 Ocak 2019

AŞK KAÇ BEDEN?

Kilom az yahut kilom fazla, orantısız bir görüntüm var, göbeğim çıktı; kalçam büyük; oramda bu, buramda şu var; saçlarım dökülüyor; gözlerim bozuldu; bu yaşta tansiyonum, şekerim çıktı; çirkinim; burnum büyük, kulağım kepçe; dişlerim yamuk, güzelim ama yaşlanmaktan korkuyorum…


Nedir bu telaş? Bedeninizi sil baştan mı yaratacaksınız? Bu endişe, telaş ve koşuşturmaca döngüsünde elinize ne geçecek? Dünya denilen yerde, kalıcı olanın sadece doğum-değişim ve ölüm çarkı olduğunu anlamadınız mı?

Size hiç zamandan, maddenin, bedenin geçiciliğinden, ölümden bahsetmediler mi?

Bedeniniz ola ki bir gün aynen dilediğiniz gibi olduğunda artık hep mutlu olacağınızı mı zannediyorsunuz?

Her şeyin zaten kusursuz ve tam oluşunun ancak kusurluluğun ve eksikliğin bir devamı ve uzantısı olarak mümkün olabildiğini süzemediniz mi daha?

İstemediğinizde çağırdığınızı, istediğinizde ise bedelini ödemeye razı olmayan bir yarım ağızlılıkla kendinize olan inançsızlığınızı dışa vurduğunuzu göremiyor musunuz?




Beden kutsaldır, Dünya kutsaldır, yaşam kutsaldır – ve bu ancak eğer sende kutlu bir ışık varsa görülebilir olur.

O ışık; sevgidir, saygıdır, hürmettir, şefkattir, cömertliktir, mutluluktur, uyumdur, ölçüdür, aşkınlıktır, dürüstlüktür, cesarettir, aşktır. O ışık sen çağırdığın için gelmez. O ışık zaten daima oradadır ve senin gözlerindeki perde aradan kalktığında fark edilir.

Eğer meselen bedeninse, ben bedenime dair nerede sevgiden ayrı düşüyorum, nerede bedenime saygı göstermiyorum, hürmet etmiyorum, ona şefkatle, cömertlikle yaklaşmıyorum, memnuniyetsizliğimle onun ışığından çalıyorum; uyumsuz, ölçüsüz beslenerek, onu kaldırabileceğinden daha fazla harekete ya da hareketsizliğe zorlayarak ona zulmediyorum; onda neden kendimden öteye geçemiyorum diye sorup cesaretle onun cevabına açık ol; dinle. Dürüst olabilirsen süzebilirsin de; o kendiliğinde aşktır.

O yüzden bedeninle uğraşmayı bırak - bedeninle çalış. Onu dinle. Sen onu oradan oraya sürükleyeceğine bırak o sana rehberlik etsin; yol göstersin. Rahatsızlık; en günübirlik olanından en müzmin olanına kadar hastalık; neşesizlik, enerjisizlik; hepsi işlerin yolunda gitmediğine dair onun seni uyarma biçimleri.

İşler nerede yolunda gitmiyor?

Değil mi ki bir şey her şeydir; muhtemelen sana dair her yerde ve her şeyde…

Muhtemelen mesajı almıyorsun; kendi kitabını açıp okumuyorsun ve küçüğünden büyüğüne belayı hayatına sen davet ediyorsun.

Görmeyen ama görüyorum sanan göze, kıymık batıyorsa bu hayırdır.

Hiç yorum yok: