08 Ocak 2019

İÇİNDEKİ YALNIZLIĞA BAK

Bir ilişki temelde iki düzlemde yaşanır. Biri içgüdü diğeri ise kalp. İçgüdü düzlemi, bazen ne kadar kalbi görünür ise görünsün temelde, farkında bile olmadığınız karşılıklı psikolojik ihtiyaçların giderilmesine, bağımlılıkların görülüp çözülmesine dayalıdır.

İlişkilerin çoğu - yaşanan tüm o yoğun duygulara rağmen - içgüdüsel olmaktan öteye geçmez. Çünkü farkındalık, paylaşım ve denge değil kaybetme korkusu ile sahip olma arzusu arasında gezinir. Kaybetmekten korktuğu şeyi, kaybeder insan; çünkü kaybetmemek için kendi orijinal, gerçek halinden uzaklaşır. Ötekini mutlu etmek çabasına girişir bazen. İlişkideki denge kaybolur ve eşine de sıkıcı, yapay ve zayıf karakterli gelmeye başlar.

Kaybetmek korkunla yüzleşip, kaybetmek fikriyle barışmadan kaybetmeye devam edeceksin. Çünkü öğrenmen gerekeni hayatın sana öğretme yolu budur.
Eğer kaybettiysen memnun ol. Bil ki hayat seni seviyor ve bil ki geçecek. Her boşluk dolar. Hayat boşluk kabul etmez. Sen içinde boş kalanı ne kadar erken görür ve tamamlarsan hayatın acı verici deneyimlerine o kadar ihtiyaç duymazsın. Kendindeki eksik kalanı görmek ve kendi içinde tamamlanmak esastır bu yüzden.
O vakit tek başınalığında sabırla, şükürle, sükunetle durabilmeyi öğren. Yoksa ya yalnız kalacak ya da ilişkiler yaşayacak ve avuçlarından kayıp gittiğini göreceksin.

Defalarca...

İçindeki yalnızlığa bak, otur kendi başına sakin bir yerde ve o "korkuya" derinlemesine bak. Seni acıtışını izle. Sanki hiç gitmeyecekmiş gibi orada duruşunu izle. Ve onunla barış. Çünkü ittiğin sana yapışır. Ömrünün tamamını yalnız da geçirecek olsan mutlulukla yaşayabilir misin? Bu sorunun cevabı evet olmadan sadece oradan oraya savruluyor olacaksın.

Hiç yorum yok: