06 Ağustos 2009

Teselli


İnsan kudretli olmak ister ve bazen olduğunu da sanır ama yanılır. Kudret O’nundur. Diz çöküp boyun eğmesini ve O’na sığınmasını bilmek lazım. Veren de O'dur alan da O’dur. Gücün, aklın yetemediği yerde yeniden ve tüm kalbinle "şehadet" etmek lazım. O’nun aldıklarından “incinmemek” verdiklerinden “böbürlenmemek” lazım.

Sonsuz bir teselli var. Ve bu dünyada var. Çünkü O tüm alemlerde var. Çünkü O her zerrede var. Çünkü O zaten sende var.

O’na gitmek için yöntem lazım değil. Hep birilerinin öğrettiği yollardan yürümek lazım değil. O hakikattir. Yalanı terk ettiğin her an sen O’na vardın. Tek bir imtihan var; yalanı, sahteyi, gölgeyi, maskeyi, nefsini, kendini O’nda yok etmek. O’nun sesi, sözü, nefesi, dokunuşu olabilmek. Bütün acılarıyla, sahte mutluluklarıyla, akıl oyunlarıyla, hikayeleriyle - nefsini baş başa bırakıp O’na yönelebilmek. Ve tüm yaşadıklarımız ve tüm kendimize yaşattıklarımız hep bunu bilebilmek ve bildiğini hazmedebilmek için.

Biliyorum bunları sen de biliyorsun. Ve biliyorum bir yanın hak verse de yine de bir şeyler var ve kabullenmek zor geliyor. İzin ver canım benim, her şeyin bir zamanı var. İnsanız ve kırılganlıklarımız var. İnsanız ve baştan çıkaran isteklerimiz, zayıflıklarımız var; ümitsizlik anlarımız var. Ve tüm bunlara rağmen biz O’nun sevgilisi ve kıymetlisiyiz.

Çok sevildiğini ve gözetildiğini bil. Asla ümitsiz olma! Lakin zirvelere erişmek zordur. Ve bir günde de zirvelere çıkamazsın. Çıkmamalısın da. Çünkü bunu kaldıramazsın. Yolun her neresinde olursan ol – “hep bulunduğun yerin, anın, hadisenin hakkını vermelisin.“ Ver o zaman.

Hiç yorum yok: