21 Kasım 2013

NEDEN?

"Neden?" sorusunu en çok bir 'anlam'a ihtiyacımız olduğunda sorarız. Oysa insan bazen olup bitenin nedenini anlayamaz, anlamlandıramaz ve hatta kendisine de konduramaz. Bu olduğunda, direnç içine girer insan ve olandan, olmamış olmasını umar. Hatta tarihi ve talihi değiştirmek için çabalar. Ve bu da acı yaratır.

Acı, insandan tahammül ister.

Olan bazen bizim ötemizde, bizim anlayamadığımız sebeplerle olur. Anlayamayız çünkü olup bitenin anlamı, sınırlarımızın ötesindedir ve bizi de oraya bekler. Acı gelip geçtiğinde ve her şey anlamını bulduğunda, o acı içinde olduğumuz zamanlarda, gerekli olan şeyin tahammül değil sadece sabır olduğunu öğreniriz. Sabır, anlayamadığında da bunun hayrına olduğunu sezmek, geceye bakıp ardından gündüzün geleceğini bilerek gecenin güzelliğini meşk etmek demektir.

Kıvam, insandan sabır ister.

Hayatımızdaki ötekiler, neden öyle ya da böyle davranmış olabilir, fazlaca bir önemi olduğunu sanmıyorum. Kendilerince çok haklı nedenleri olabilir ya da hiç olmayabilir. Bunun da pek bir önemi yok. Çünkü bizde olanın, ötekilerle bir ilgisi yok.

Sizin hediyeniz, sizde olandır. Ancak öteki ile uğraşmayı, mesele edinmeyi ve onu düşünerek kendinizi unutmayı bıraktığınızda kucaklayabileceğiniz bir hediye... Sanki öteki hiç olmamış gibi düşünün bir an. Öteki gelir, size güzellikler ve beraberinde acı da bırakır ve gider. Acısı güzelliğinin vergisidir. Her ikisi de sizi büyütür ve güzelleştirir. Siz o güzellikte demlendiğiniz sürece, mesele öteki ve onun neden öyle ya da böyle yaptığı olmayacak. Gönlünüze başka başka nice güzellikler düşecek. Çünkü asıl olan sizsiniz. Suretle ilgilenmeyi bırakın... Uzaklardan öze dönün, kendinize gelin...

Hiç yorum yok: