16 Eylül 2013

Eri

Suçlu yok; yaratıcı var. Yaşadığın her şeyin yaratıcısı sensin ve neye ihtiyaç duyuyorsan onu yaratıyorsun. En özünde bu kadar basit bir hayat bu.

Diğerleri diye bir şey yok. Ben nerede bitiyorum ve sen başlıyorsun ki? Yok öyle bir şey. Tek kişilik bir evrende yaşıyoruz.

Ayrılık yanılsaması olmadan bir hayat olmayacağı varsayımı yapıyorsan; içinde epey, ‘ben ve ötekiler’ üzerine inşa ettiğin dramlar da olacak demektir.

Sandığının aksine tüm o dramlardan dolayı da mutlusun aslında. Sızlanmak, sana var olduğunu hissettiriyor sadece. Yok olmak ile yüzleşemediğin için bunca dert. Oysa sen yoksan ikilik de yok. Yoluna şehvetle, güzellikle akan bir hayat var. Hepsi O.

O yüzden yokmuşsun gibi yaşa. Sen bugün ölüversen hayatındaki herkes yaşamaya kaldığı yerden devam edecek ve bir süre sonra onlar için yok olacaksın zaten. Kendini fazla önemsediğin için buharlaşamıyorsun.

Oysa ancak varlık iddiası gütmediğin zaman varsın ve gerçekten yaşıyorsun. Bir melek olduğunu hatırla. Kendi varlığını ötekilerin gözünde çok önemseyen ve ancak mevcut rolünü aynen sürdürürse bu hayatta kendine bir yer edinebildiğini zanneden - bir melek.

Senin için vazgeçilmez olan sadece bir tek kişi var. Annen, çocuğun filan değil. Çocuğun bile bir gün büyüyüp yuvadan gitmek ve uzaklaşmak isteyecek. Ona niye tutunasın ve her şeyi kendin için de onun için de zorlaştırasın ki?

Benlik dediğin şey, sana bu hayatta bir yer açıyor. Burası senin tarlan diyor; dilediğince sür. Müteşekkir olabilirsin buna. Çünkü burası böyle bir Dünya. Ama tüm Dünyalar senin. Hatırla. Buradaysan ve buranın hakkını veremiyorsan başka Dünyaların hakkını da veremiyor olacaksın; önündeki yemeği ye ve şükran duy. Bu yeterli. Tarla senin; "dilediğince" sür - mızmızlanma. Eri sadece; buharlaş gitsin; yokmuşsun gibi yaşa.

Bir çiçeği mutlulukla koklayabildiğin an eridin misal. Çocuğuna aşkla sarıldığın an eridin. Yağmur yağdı ve ardından güneş açtı ve her yer toprak kokuyor; kokuyu derin bir nefesle ve mutlulukla içine çektin eridin. Zor değil.

Birisi sana öfkelendi, kızdı, bağırdı ve sen sadece gülümsedin - eridin. Ya da belki içeride kendine gülümsedin ama ona bir tokat attın - hiç tokadın hiddetine kapılmadan - eridin... Zaten biliyorsun nasıl olduğunu. Sadece hayatım dediğin şeye yay bunu. Her anına yay. Eridiğin o andaki, oradaki yaklaşımı, bakışı, açıklığı, merakı, hayranlığı... hayatının tam da sorun var dediğin yerlerine, her yerine yay. Bak bakalım sorun kalıyor mu?

Hiç yorum yok: