03 Nisan 2013

GÜZELLİKLE


Hayal kırıklığı içindesin. Çünkü çok aradın, çok çabaladın, çok sordun, çok umdun ve en nihayetinde elinde kalan hep o aynı ıstırap. Ona gittin, buna gittin, akıl aldın, yol sordun; yetmedi kendi içinde de epeyce eşelendin. Ve ortada yine o aynı ıstırap. Onu, o ıstırabı görebiliyor musun? O ıstırabın yaşadıklarınla, aldıkların ve verdiklerinle; peşinde koştuklarınla; bulup kaybettiklerinle bir ilgisi yok. Ya neyle ilgisi var?

Dışındaki dünyaya uyum, başarıdır; içindeki dünyada uyum ise huzur. Başarılı fakat huzursuz' insanlardan olmak ne kadar anlamsız ise 'huzurlu ve fakat dünyadan kopuk' insanlardan olmak da bir o kadar saçmadır. Her iki dünyaya da denge içinde uyum, iç dış ayırımını silikleştiren, hakiki başarı ve hakiki huzurdur. Aksi durum, içindeki karanlıktan korkup dışarı ya da dışarıdaki kavgadan korkup içeri kaçmaktır.

Birçok başarılı insan, korku ve gerilim içindedir ve birçok huzurlu insan ise acz içinde boş vermiştir. Bastırılmış huzursuzluk, bazen başarıya dönüşse de çoğu zaman dünya ile savaşan bir tepkiselliğe ve nihayetine çöküntüye evrilir. Kökünden uzağa savrulmuş arayış ise kendi kuyruğunu ümitsizce ve delicesine kovalıyor olmaktır.

İçindeki huzursuzlukla yüzleşmekten kaçmanın türlü yollarından biridir; dışındaki dünyanın arayışına kapılmak ve başarı kovalamak. İnsanın aradığı, çoğu zaman kaçtığıdır oysa. İnsanın, kendini içeri kilitlediği anahtar ise hep cebinde durur da insan cehaletinden bunu bilmez. Cahil, korkularından ancak karanlığına sığınarak kurtulacağını sanır çünkü ve başka türlüsü de olamazdı.

Çok başarı, evvelinde çokça başarısızlık ister ve derin huzur ise evvelinde epey bir kabarmak. Istırabın sonu, mutluluk ve mutluluğun sonu, ıstırap değildir oysa. Sabır ehline, ıstırap da mutluluktur ve telaş ehline ise mutluluk da ıstıraptır. İnsani bakış ile mutluluk, giden ve gelen şeydir; aynen ıstırap gibi. Oysa özünde mutlulukla titreşmeyen hiçbir şey yoktur ki var olsun.

Özündeki mutlulukla titreşen, kim olduğuna uyanmıştır. Kim olduğuna uyanan ise, benzersizliğine uyanır ve benzersizliğine uyanan, onu kutsar ve benzersizliğini kutsamak, dünyayı tepkisellikle değil güzellikle değiştirmektir – hem de hiç böylesi bir gaye gütmeksizin…

Hiç yorum yok: