08 Şubat 2013

Bağımlılık - Acı - Özgürlük

İnsan fiziksel, duygusal ya da zihinsel olarak, kendisini 'onsuz var sayamadığı' bir şey ile özdeşleştirdiğinde 'bağımlılık' ortaya çıkar. Bu bazen bir ilişki, bir sevgili, bir fikir, bir bilgisayar oyunu, bir rutin, bir madde ve bazen de duyguları ya da bedeni olabilir.

İnsan bağımlı olduğu şeyi, son derece masumane bir ihtiyacı gidermek için hayatına çeker ve var kılar. Bazen katlanamadığı yalnızlığına çare olsun diye, bazen anlaşılmamış ya da yeterince sevilmemiş olmanın yükünü hafifletmek için, bazen kaldıramayacağını varsaydığı yüklerle yüzleşmekten kurtulmak için...

Kendini keşif ve oluş yolculuğunda, ben olmayan her şey; tüm bağımlılıklarım benden koparılır ve tüm ihtiyaçlarımı gidermenin dolaysız yolları kendi içimde keşfedilir. Bu yüzden özdeşleşme ile birlikte ortaya çıkan bağımlılık sona erene; kendimle yüzleşip ihtiyacımı kabullenene ve olduğum kişiyi kalbime alıp çemberi kapatana dek acı kaçınılmazdır.

Acı; zihinsel,duygusal ya da fiziksel olarak bağımlı olduğun şey, bünyenden kopup ayrılırken ortaya çıkan şeydir. Acı; et, tırnaktan ayrılırken ortaya çıkan şeydir. Acı; senin saydığın, kendinden bir parça yaptığın, senden koparken ya da koparılırken ortaya çıkan şeydir.

Sınırlı ve dış kaynaklı hiçbir şey, ben değilim ve olamam. Bu yüzden insan, sadece kendisi olarak özgür ve fakat kendisini sevgiyle tüm evrene bağlı hissedene dek acı, kaçınılmazdır ve en büyük yol göstericidir.

Ancak ve ancak psikolojik acılarından özgürleşmiş bir birey, ihtiyaçlar üzerine bina edilmemiş, gerçek bir ilişkiyi yaşayabilir ve yeni acılar üretmeden, gönül bağları kurarak ilişki içinde olduğu her şey ile birlikte lezzetli bir hayat yaratabilir.

Hiç yorum yok: