22 Aralık 2009

ŞİİR GİBİ SUS

Hakikatin kelamı tek, anlamı ise katmerlidir ve anlam, sözü işiten kulağın olgunluğunca kendini ortaya koyar.


Dil anlamı aktarma çabasıyla doğar ve araç, anlamı aktarmaya çalışırken ne kadar iyi niyetli ve mükemmel olursa olsun aslında onu anlattığı kadar da örter. Çünkü harita arazinin, "yemek" kelimesi de yemeğin kendisi değildir. O yüzden kelimelerle meseleyi anlamak, anlamaktan çok ıskalamaktır. Zira ne laf, açın karnını doyurur ne de harita başında, savaş kazanılır.

Dil manayı dümdüz anlatırsa onu soğuk bir duvarla örter. Dil manayı en açık, “gizemle süsleyerek” anlatır. Çünkü gizem, manayı kelimelerin matematiğinden çıkarıp kendi içinin derinliklerinde aramaya götürür insanı. Gizemsiz dil iticidir, çirkindir; detone söylenen boynu bükük şarkı gibidir onunla aktarıldığında mana.

Söz değil mana kutsaldır. Sözü zihin, manayı kalp duyar. Ve mana daima; sözü çevreleyen sessizlikte yatar. Manayı duyan, yaşayan, söz istemez artık; örtü istemez. Şarkının kendisi varken yankısını istemez. Bütün "kutsal" insanlar sessizdir o yüzden ve sükûnet taşar her hallerinden.

Bir kuş olup
Şakımayacaksan eğer
Bırak ötsün kuşlar

Bırak suyu kendi halince
Su olup
Akmayacaksan eğer.

Ağacı, gökyüzünü, güneşi...
Kirletme kelimelerinle.

Bir ad koyarak öldürme
O masumun çocukluğunu.

Bir şair ol olabilirsen.
Sözün bile sessiz olsun;
Gürültüsüz…

En sessiz insanlardır şairler.

Şiir gibi yürü,
Şiir gibi konuş,
Şiir gibi bak,

Bir şiir ol hatta.

Ve en çok da şiir gibi sus!
Susabilirsen...

3 yorum:

Özcan dedi ki...

mükemmelsiniz..

Özcan dedi ki...

mükemmel

Ali Karakuş dedi ki...

Eyv'Allah dostum, hepimiz öyleyiz. Sevgiler...