07 Eylül 2009

Elma

Ben meyvenin her türlüsünü severim. Eşim de sever ama benim kadar düşkünü değildir. Yine de tüm meyveler içinde elmayı, eşim kadar kimse sevemez herhalde. Elmayı çok seven eşim ise elmanın yeşil ve ekşi olanını pek sevmez. Gelin görün ki ben de ona bayılırım. Ben aslında tüm meyvelerin ekşi olanlarını daha bir fazla severim. Geçenlerde kızım sordu; “baba sen neden ekşi seviyorsun?” Çok düşündüm; işin içinden çıkamadım. Acaba ben neden yeşil ve ekşi elma seviyordum? Ekşinin özel lezzetini bir şekilde bendeki ekşiye özel bir dil algılayabildiğinden filan olabilir mi acaba?

Bazen elmanın yeşilini çok sevdiğimden eve meyve alacağım zaman sadece yeşilinden aldığım oluyor. Eşim bu duruma çok bozuluyor. Onun sevdiği elmadan – ki o tatlı ve sulu olanlarını sever – almadığımdan bencilce davranıyormuşum. (Çok hak veriyorum aslında ona.) Ama sanırım çok sevdiğim yeşil elmadaki o özel lezzeti – çok sevdiğim – eşim de alsın istiyorum tamamen bilinçsizce. Ve tamamen iyi niyetle ona haksızlık ediyorum. (Ve genelde bunu anlatamıyorum:) Bilemiyorum, belki de eşim haklıdır; sevdiğim bir şey söz konusu olduğunda gözüm başkasını pek görmüyor olabiliyor. Belki itiraf etmem gerek ben aslında “bencil” bir insanım.

Şimdi durup dururken aklıma geldi, aslında Asya bana “baba sen neden ekşi seviyorsun?” değil de “baba sen neden beni seviyorsun?” deseydi de aynı anlamsız bakışlarla bir açıklama yapmakta zorlanırdım herhalde. Çünkü ben kızımla karşılaştığım ilk andan beri onu sonsuz bir sevgiyle seviyorum. Çok düşündüm; işin içinden çıkamadım. Acaba ben – ki aslında tüm çocukları severim; neden özellikle bu çocuğu bu kadar çok seviyorum. İnsanın aklına hemen “E çünkü bu çocuk ‘benim’ çocuğum” cevabı düşüyor. Yok yok, hayır; bu öyle bir şey değil. Nedense bende bu şekilde çalışan bir mantık pek olmadı hayatta. “Benim” kelimesi bana pek fazla bir şey ifade etmedi hiç. Ona emek vermekle, yakınında olmakla ve daha birçok mantıklı sebeple de hiç ilgili değil. İşin mantığa bağlanamayan tarafına bir cevap bulamıyorum. Acaba ben neden Asya’yı böylesi çok seviyorum? Ondaki o apayrı güzelliği ve olağanüstülüğü bendeki ona özel göz görebildiğinden filan mı acaba?

Yurtdışına ilk çıktığımda fark etmiştim; benim “Türk” insanına, memleketime, ülkeme, bayrağıma duyduğum sevgi de aslında mantıklı birçok sebebin ötesinde. Normal şartlar altında öğrenilmiş bir sevgi gibi duruyor ilk bakıldığında. Ama bir yanım “öyle değil” diyor. Çünkü mantık ve vicdanla giderseniz, sevmekten çok kızacağınız veya yadırgayacağınız taraflar da ortaya çıkacaktır. Mantıkla sevilesi her şeyin mantıken sevilmeyesi bir tarafı da var çünkü.

Aslında ben hep “ötekileri” de sevmişimdir ve “ötekilerin” benim o kadar da ilgilenmediğim birçok şeyi sevmesini de. Yine de benim bu kadar çok sevdiklerimi onların neden bu kadar sevemediklerini anlamakta güçlük çektiğim de olur bazen. Ve bunun da bir mantığı olmadığı gibi sanırım olmasına gerek de yoktur.

5 yorum:

Unknown dedi ki...

Çok güzel, insanda düşünmesi için soru işaretleri oluşturuyor. Tebrik ederim

Ali Karakuş dedi ki...

Çok teşekkür ederim, incelik ve nazik sözler için..

Aska doğru dedi ki...

son paragraftaki yorumunuz öylesine güzel anlatıyor ki benim benzer durumlardaki halimi:) en sevdiğim elma ekşi yeşil elmadır ayrıyetten, ve bunun gibi benzeri durumlarda bazen düşünürüm en yakınlarım neden benim zevklerime böylesine zıt şeyi seviyor diye :) pek tabi sağlıklı bir ses içeriden seslenir, sen peki neden ekşi ve yeşil olanı seviyorsun? bilmiyorum, sebebi yok ki:) işte onlarınki de öyle birşey.. :) bi tarafım da hoşlanır onların zıt şeyi sevdiğinden, o çeşitlilik beni memnun eder.. her halukarda, her durum için "insanlık halleri" diyorum. Tenesse Williams idi yanlış hatırlamıyorsam, ortaokulda idim ve bir kitabının başında şöyle yazıyordu: "insanlara ait hiç birşey beni şaşırtmaz".. şimdi şimdi anlıyorum..
ISP - Pınar Taşkın ben, sevgi ve selamlar...

Ali Karakuş dedi ki...

İnsanlık hallerimiz!! - ne eğlenceli:)) Sevgi ve selamlar..

yasin suat dedi ki...

İnsan neden sever demiştim de; sen de nedensiz sever demiştin.
Hala emin değilim ama buna cevabı mantık yürüterek bulamayacağımı hissediyorum.