24 Nisan 2007

Nihayet Sadece Seveceksiniz

Kaybolduğunun farkında olan ama kendisini nasıl bulacağını bilmeyen bir zavallı gibi hissetmek nedir bilirim. Bir adım ötesi aydınlığa açılan görkemli bir kapıdır ve sadece çok az cesur insan, bu kapıdan geçebileceğini düşünür. Oysa kapı, cesur olan ya da olmayan herkese ve daima açıktır. Şu anda açıktır.

Kapıdan geçerek tutsaklığını ve acılarını sona erdirmeyi arzulayan için formül basittir aslında: "Sevebilme kapasitemizi tüm alemi içine alacak kadar büyütmek." Çünkü alem bizim kim olduğumuzun bir yansımasından ibarettir. Tüm alemi sınırsızca ve koşulsuzca sevdiğinizde kendinizi de bir bütün olarak kabul etmiş ve sevmişsinizdir artık ve hiçbir ayrılık kalmamıştır yadsınacak.

"İyi de zorlayarak da sevgi olmuyor ve üstelik herkes ve her şey de sevilmiyor ki"; değil mi?

Böyle düşünmek ve hissetmekte yanlış olan bir şey yok. Bildikleri, bildiğini düşündükleri, insanı her türlü düşünce ve yargı noktasına vardırabilir. Her şeyi kolay ya da zor, saçma ya da mantıklı yapabilir. Sevgiye açılmak biraz da bu yüzden bilgiye açılmaktır. İnsan ancak bilmediklerini de bilir olduğunda (ve belki en nihayet bir gün her şeyi hatırladığında) sevgi ya da herhangi başka bir şey için kendini zorlamayacaktır. Çünkü sevemediğinin yerinde kendini gördüğünde sevemediğinin aslında kendisi olduğunu kavrayacak ve artık sevmeye açılacaktır.

Sen ve ben olmadığında;
"Nihayet sadece seveceksiniz."

Hiç yorum yok: