Süzdüm yaşamı; acıdan ve kahkahadan
Eledim günümü ve gecemi; astım eleğimi.
Ey tatlı ölüm; dilediğinde gel al beni.
Hakkı verilerek pişirilmiş bir ekmeğin kokusu
Yahut ateşten arda kalan, bir damla alın teri gibi.
Ben; o efsanevi, ışıklar saçan, harikulade şehri, vazgeçmeksizin aramış kaşifim. Aradıkça anlamış bulundum ki, o her gün kendisinden yeni güzellikler yaratan, keşfedilesi, görülesi şehir de zaten benim.
Bulduğum da aradığım da her an değişiyor. İşte tam da bu yüzden; sonsuz bir arayış, sonsuz bir oluş, sonsuz bir bekleniş ve sonsuz bir kaybediş benimkisi. Ya da tam da bu yüzden belki; sonsuz bir boşluk ve sonsuz bir sessizlik hepsi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder